Her ne kadar kitabın adı Yönetim Kurulu Üyeleri için Finans olsa bile, alt başlıkta yazan “muhasebeciniz yanınızda olmadan finansal tabloları ve tehlike sinyallerini anlamak” ifadesi, kitabı tanıtmak için daha uygun bir başlıktır kanaatimce. Gerçekten de kitap, muhasebe alanında çalışmayan/eğitim görmemiş insanlara, günümüz dünyasında kullanılan temel finansal tabloları mümkün olduğunca teknik dilden uzak bir biçimde anlatmaya çalışmış. Kitabın kıymet-i harbiyesi de buradan geliyor.
Muhasebe öğrenmek ve finansal tabloları anlamak istiyorsanız, elbette ki bir genel muhasebe kitabı alıp çalışabilir ve konuyu öğrenebilirsiniz. Ancak bu hem zahmetli, hem de meslek olarak muhasebe ile uğraşmak istemiyorsanız bir miktar da gereksiz bir çaba olabilir. Ayrıca, ders kitaplarının o donuk ve nötr dilinden ötürü çalışma motivasyonunuz ve ilginiz dağılabilir; aslında biraz problematik öğeler ihtiva eden bazı meseleleri kavramakta ve bizim gibi, birçok şeyin kurallara göre değil de teamüllere göre yürüdüğü bir ülkede karşılaştığınız fiili durumları anlamakta güçlük çekebilirsiniz. Bu kitap tam da yukarıda saydığım çekincelere çözüm getiren bir niteliğe sahip. Bununla birlikte, yaklaşık 200 sayfalık bir kitap ile bütün finansal tablolar hakkında en ince ayrıntısına kadar bilgi sahibi olmayı beklemek de makul bir çaba olmayacaktır.
Kitap öncelikle finansal tabloların anlam ve öneminden bahsediyor. Sonrasında ise bilanço, gelir tablosu ve nakit akış tablosu olmak üzere temel mali tabloları ve finansal oranları, ‘kitapta yazmayan’ bazı yönlerini de ifade ederek izah ediyor. Burada demek istediğim, tanımları klasik biçimde yazıp geçmektense, yeri geldiğinde konuyla ilgili tartışmalara da değiniyor olması. Örneğin; Dönem Net Karı kalemini anlatırken, kar kavramının aslında o kadar da kesin bir şey olmadığını, muhasebe politikalarına ve olaya nereden baktığınıza göre değişebileceğini örnekleriyle anlatmış. Finansal oranlar kısmında ise, bakıldığında dört işlemden oluşan basit formüllerden ibaret finansal oran formüllerini yazıp geçmek yerine, bu oranların bir şirket için anlam ve önemlerini de izah etmiş. Tekraren ifade etmekte fayda var; kitabın hacmi sınırlı olduğundan bu konuların uzun uzadıya irdelenmesi söz konusu değil.
Kitabın sonraki kısmında ise, o kısma dek anlatılanların sağlaması kabilinden bir olay kurgulanıp onun üzerinden anlatım yapılmış. Bir sonraki kısımda ise yine pratiğe yönelik bir başlık karşımıza çıkıyor: Başı Dertte Olan Bir Şirketin 7 Tehlike Sinyali. Zannımca bu gibi pratiğe yönelik bölümlerin yazılabilmesinde, yazarların geçmişleri önem teşkil ediyor. Sait Gözüm, uzun yıllar özel sektörde çalışmış ve bir denetim firmasında yöneticilik yapmış; Prof. Dr. Göksel Yücel ise muhasebe alanında öğretim üyesi olan ve sürekli pratikle iç içe projelerde yer almış bir isim. Kanaatimce, yazarların uygulamayla olan bu irtibatları, gerçek hayata ilişkin sahici örnekler verebilmelerine ve birtakım sorunlardan bahsedebilmelerine imkan tanıyor.
Başı Dertte Olan Bir Şirketin 7 Tehlike Sinyali kısmından sonra ise bütçe planlama, şirket değerlemesi gibi nispeten daha teknik konulara değiniliyor ve nihayet, 45 soruluk bir test ve mini bir sözlük ile kitap hitama eriyor.
Kitapla ilgili söyleyebileceğim yegane şey, finansal tabloları anlamak ve yorumlamak isteyen ancak nereden başlayacağını bilemeyen, belki biraz da gözü korkanlar için çok iyi bir başlangıç olacağıdır. Kitabın temel amacı bir ders kitabı yazmak değil, konuyla mesleki olarak ilgilenmeyen insanlara konuyu anlatmak olduğundan, mümkün olduğunca okuyucu dostu bir üslup benimsenmiş. Dolayısıyla, -yukarıda da ifade ettiğim gibi- bu kitap sizi konunun uzmanı yapmaz ama bahsettiği birçok meseleyle birlikte konuya iyi bir giriş yapmanıza, olayın temel mantığını kavramanıza yardımcı olabilir.